Bugün çocukları paten kaymaya götürdüm.
Kızlar pistte kayarken ben de kenarda oturdum ve “Bu 2,5 saatlik session süresini nasıl en iyi şekilde değerlendirebilirim?” diye düşündüm.
Komşularla yavaş yavaş tanışıyoruz artık.
Sağımızdakiler Hintli, karşımızdakiler Ozi, çaprazımızda Çinli bir aile var. Evimizin hemen yanından çok büyük ve güzel bir parka kestirme bir yol var. Bu yüzden yürüyüşe çıkan herkes bizim evin önünden geçiyor.
Geçen gün bir İtalyan amcayla tanıştık. Mahallenin eskilerindenmiş; herkesi tanıyor. Ayaküstü bize uzun uzun anlattı: kimin çocuğu olmuş, kim ne iş yapıyor, kaç çocukları var, nasıl insanlarmış… Amcanın hâli, tavrı, konuşması, görünüşü… Aynı dedem! :) Muhabbeti de çok tatlı. Üç çocuğu varmış (23, 25 ve 27 yaşlarında), hâlâ aynı evde yaşıyorlarmış. “Ben çocuklarımdan kira almam, biz Oziler gibi değiliz,” dedi.
Bu mahalleyi daha samimi bulduk; komşular çok daha iyi insanlar.
Eve yerleşme işleri hâlâ devam ediyor tabii :)
Türkçe kitaplarımızın hepsini çıkarttık.
Eğer ilgilenen arkadaşlar olursa küçük bir Türkçe kütüphane oluşturup kitapları dostlarımıza ödünç vermeyi düşünüyoruz. :)
Leave a comment
0 Comments