2016
Sonunda tatile erişebildik. Son haftanın stresiyle boynum öyle tutulmuş ki, iki gündür küçük Emrah gibi boynum bükük, her şeye sağdan sağdan bakıyorum. Bugün sağlık sigortamı araştırdım; meğer remedial masaj limitim varmış. “Hemen onu kullanayım bari” dedim. Çinli bir teyze bir saat boyunca boynumu, omzumu ovarak yoğurdu. Şimdi kramp hissi geçti gibi ama sanki dayak yemişim; sırtım fena hâlde sızlıyor!
Dün taaa Mandurah’tan tanıdığımız ilk İranlı arkadaşlarımız Meryem ve Siyavaş’ın evine davetliydik. Onlar dört yıl önce bize 190 numaralı vize fikrini veren kişilerdi. Aynı zorluklardan, aynı süreçlerden geçmişler. Siyavaş artık bir inşaat firmasında kendi mesleğini yapıyor. Üstelik aynı firmaya kendi evlerini de yaptırmışlar; şehir merkezine 30 km uzakta ama harika bir ev. Meryem üniversiteye yazılmış; okul öncesi ve ilkokul öğretmenliği okuyor, bir senesi kalmış. Bu arada yedek TA olarak çalışıyor. Son dört aydır sürekli arıyorlar; neredeyse her gün işe gidiyormuş.
Dün akşam Meryem’in abisi ve ailesiyle de tanıştık. Beş ay önce Business vizesi ile Perth’e gelmişler. Şimdi part time bir işte çalışıyorlar ve TAFE’te İngilizce kursuna gidiyorlar. Dokuz yaşındaki oğulları Fremantle’daki Intensive English programına devam ediyor ve beş ay içinde çok güzel İngilizce konuşmaya başlamış.
Eve dönerken içim umutla doldu. Dört yıl önce uğraşıp McDonald’s’ta işe girince sevinsin mi üzülsün mü bilemeyen o arkadaş, şimdi kendi mesleğini yapan bir mühendis… Evini yaptırmış, güzelce döşemiş, işini yoluna koymuş, huzurla hayatına devam ediyor. Allah düzenlerini bozmasın; daha da güzel şeyler nasip etsin. Buraya gelen herkesin hikâyesi böyle mutlu sona yaklaşsın!
Yarın İpek’in doğum gününü bir paten merkezinde kutlayacağız. Ama hediyeler ve sürprizler bir haftadır sürüyor zaten. İpek memnun edilmesi zor bir çocuk; büyüyünce bütün bu yaptıklarımızı hatırlar mı bilmiyorum. Ama bu hediyeli, partili doğum günlerine daha kaç yıl devam edebiliriz, ondan da pek emin değilim. Babası ona üç tekerlekli, paten-scooter karışımı bir şey aldı. Parti bag’ler hazırlandı, pasta alındı. Yarın sınıf arkadaşlarıyla kutlama var. Bir de bana, “Türk arkadaşları da eve çağır, ikinci bir parti yapalım” diyor. Şu an tek düşündüğüm boynumdaki ağrıyı nasıl dindireceğim… Parti yapabilir miyim, gerçekten bilmiyorum.
Bu arada siz hiç NTV Radyo’nun Masal Bu Ya programını dinliyor musunuz? Ben tiryakisi oldum! Bayılıyorum.
Uyumadan önce dinlediğim masalları kızlarıma anlatıyorum. Bana da çok iyi geliyor; hem de onlar Türkçe anlatım duymuş oluyor. Henüz denk gelmediyseniz, kesinlikle tavsiye ederim.
İyi geceler, tatlı rüyalar. :)
Leave a comment
0 Comments