2016
Singapur Havalimanı’nda 7 saat bekledik. Harika masaj koltuklarında dinlendik, snooze lounge’da şekerleme yaptık. İnsanların sıra gözetmeden önümüze atlamalarına ve bir soru sorduğumuzda kaba cevaplar vermelerine sinir olduk.
Singapur–İstanbul uçağı neredeyse boş gibiydi; hepimiz boş olan koltuklara yayıldık. Annemin arkasındaki adam ayakkabısını çıkarıp çıplak ayağını koltukların arasından uzattığında, annem Singapurlu hostesi çağırıp olmayan İngilizcesiyle adamı şikâyet etti. Hostes de çaresizce anneme başka boş bir yere geçmesini önerdi.
Uçuş güzel ve rahat geçti. İstanbul’a sabah 8 gibi indik. Avea hattı alıp döviz bozdurma işlerini hallettik ve kiralık arabamızı aldık. Annemin 9 bavulunu Esenler Otogarı’na götürüp otobüse verdik. İstanbul ile ilgili ilk izlenimlerim şunlar oldu:
Çok sayıda, değişik ve çok katlı binalar türemiş.
Camilerde postmodern bir yaklaşım söz konusu. Narenciye sıkacağına, Cinderella şatosuna ya da uzay mekiğine benzeyen minareler her yerde.
Leave a comment
0 Comments