2017

Kemal'den baska bir yazi:

Hafta sonunda İpek’in okuldan bir arkadaşı playdate (birlikte oynamak için) bize geldi. Arkadaşının annesiyle Vesile biraz sohbet ettiler. Günün sonunda Vesile, bizim Avustralya’ya geliş sürecimizden bahsetmiş ve bu sohbet sırasında, komşudan bana daha çok bir tespit gibi gelen şu soru gelmiş:

“Perth’te iş olanakları olduğu izlenimine nasıl kapıldınız ki?”

Bu soruyu ilk duyduğumda çok fazla bir şey çağrıştırmamıştı. Ancak sonrasında, geçmiş beş yılda yaşadıklarımızı düşünürken kendimi ister istemez bir iç muhasebenin içinde buldum.

Aklıma peş peşe şu sorular gelmeye başladı:

• “Neden Batı Avustralya? Neden Perth?”

• “Henüz Türkiye’den göç etmemişken, aradıklarımı ya da beklediklerimi gerçekten bulabildim mi?”

• “Şimdiye kadar yaptıklarım, hem kendi adıma hem de henüz hayat akışlarına kendileri karar veremeyen çocuklarımız adına doğru muydu?”

Ve daha niceleri… insanın aklını kemiren deli sorular.

İlk soruya hemen yanıt vereyim:
Batı Avustralya eyaletinden sponsorluk aldığımız için, buraya geldikten sonraki ilk iki yıl boyunca bu eyalette yaşamak ve çalışmak zorundaydık.

Aynı vizeyle gelen birçok arkadaşımız oldu. İki yıllık süre biter bitmez doğu yakasına (Melbourne ya da Sydney’e) taşınanlar da oldu; bizim gibi burada hayatına devam edenler de.

Türkiye’den gelmeden önce kendime şunu sormuştum:
“Avustralya’dan ne bekliyorum?”

Açıkçası geldikten sonra aradığım birçok şeyi bulabildiğimi söylemeliyim. Bulamadıklarımız ya da hayal ettiğimiz gibi çıkmayanlar da elbette oldu; bunu ayrıca söylemeye gerek yok sanırım.

Tam da bu noktada, “Perth’te iş imkânları olduğunu nereden çıkardınız?” sorusu cuk oturuyor.

Hani bazen bir farkındalık anı yaşarsınız ya, sanki zihninizde bir şeyler yerli yerine oturur… İşte bana olan tam olarak buydu. Biz buraya gelmeden önce iş ilanı sitelerinde gördüklerimize ve sağdan soldan duyduklarımıza güvenerek iş bolluğu varsayımıyla yola çıktık. Ancak yıllar içinde gördük ki, beklediklerimizle bulduklarımız birebir örtüşmüyor.

Avustralya’ya göçmen olarak gelmeyi düşünen herkese tavsiyem şu:
Yapmak istediklerinizi çok ama çok iyi araştırın. Çünkü zihninizdeki (varsayımlara dayanan) Avustralya ile gerçekte karşılaşacağınız Avustralya birebir aynı olmayabilir.

Bunları hem iş konusunda yaşadığım hayal kırıklığından dolayı hem de bize sık sık “Master öğrencisi olarak gelmeyi düşünüyoruz, en azından vize alalım da…” diye soranlara bir nebze ışık tutmak için yazıyorum. Çünkü burada öğrencilik, master ve yüksek öğrenim Türkiye’dekinden oldukça farklı ve aynı zamanda çok pahalı.

Yıllar içinde, gece gündüz çalışıp tek başına yaşayan ve sırf öğrenci vizesini devam ettirebilmek için kazandığı paranın neredeyse tamamını okula yatıran birkaç insanla da tanıştım. Evliyken — hele bir de çocuğunuz varsa — bu süreç hem maddi hem de zamansal olarak çok daha zorlayıcı olabiliyor.

Bu satırları yazarken küçük bir Google araması yaptım ve “Neden Perth?” sorusuna yanıt ararken 2015 yılında yazılmış şu yazıyla karşılaştım. Yazı ironik bir dille şu soruyu soruyor:
“Perth neden dünyanın en kötü şehridir?”

İngilizce bilmiyorsanız bile, ara başlıklara göz atıp fotoğraflara hızlıca bakmanızı öneririm.

https://soperth.com.au/why-perth-is-the-worst-city-in-the-world-1905

Umarım yazdıklarım, kafaları daha fazla karıştırmak yerine biraz olsun netleştirici olmuştur.