Eylul 2015
Defne'm okuldan elinde küçük, tahta bir bebekle geldi. Bunun adi "worry doll", dedi. Öğretmeni vermiş. Ne üzüntün, sıkıntın varsa bu bebeğe soyluyormusun; anlatıp rahatliyormussun.
Dün gece elimde bu bebekle yattım. Kalbimde çöreklenen korkuyu yenmek icin dualar okudum...
Defne'min boynunda bir kitle farkettik. Gecen Cuma gecesi bize söyledi. Cumartesi doktora gittik, ultrason çektirin, Tiroid kisti olabilir, bakalım dedi. Cumartesi çocuk hastanesine gittik, orda ultrason çektirmeyi umuyorduk ama yokmuş. Defne'den kan aldılar. Kan temiz çıktı. Salı günü ultrasona gittik. Radyoloji'dekiler Kızımın çenesinin altında, nefes borusunun yanındaki bilye gibi yusyuvarlak kitlenin neoldugunu anlamadılar. Tiroid kisti değil, şişmiş bir Lenf bezi değil. Solid lesion diye yazmışlar raporuna. Rapor doğrudan GP'ye gitti. GP bizi çağırıp KBB'ye sevketti. PaZartesi gidip uzmana göstereceğiz Defne'yi. Zaman nasıl geçecek bilmiyorum.
Gecelerdir aklım çıkıyor! Kizima bir şey olacak diye ödüm patlıyor. Aklıma kötü seyler getirmemeye çalışıyorum ama boğazımda sürekli bir düğüm... Elim is tutmuyor, aklım karmakarışık... Dokunsalar ağlayacak gibiyim. Bağımsız olmayı öğrensin diye kızların kendi baslarına duş almalarına izin veriyordum. Dün Defne'yi ben yıkadım. Küçük vücudunu iyice ovdum. Başka yerinde bir şey var mi diye defalarca yokladım. Her gün okula gidip elâlemin cocuğu ile saatlerce ilgileniyorum, kendi kızımdan haberim yok, diye cok kızdım kendime.
Bir worry doll'um var şimdi, ona anlatıyorum içimdekileri. Defne'me bir şey olmasın diye dualar ederken akan göz yaslarımı bir o görüyor...
Leave a comment
0 Comments