Ekim 2015 Perth
Defne’nin patoloji sonucunda kistin iyi huylu olduğu yazıyor. Doktorlar her ne kadar kistin tam olarak ne tür bir kist olduğunu hâlâ anlayamamış olsalar da sonuç içimizi rahatlattı. Şimdi dikişleri de eridi; Defne bahar kuzusu gibi zıplayıp duruyor :)
Çok şükür!
Mesaj atıp soran, geçmiş olsun diyen herkese çok teşekkür ederim. Meğer sitenin ne kadar çok takipçisi varmış :)) ve ne kadar iyi insanlarmış!
Madem zaman ayırıp okuyorsunuz, ben de yazmaya devam edeyim.
Buralardan haberler:
Başbakan değişmiş. Zaten burada iki gün başbakan görsem üçüncü gün değişmiş oluyor.
İşin ilginç tarafı, ortada hiçbir somut sebep (seçim vs.) olmamasına rağmen parti üyeleri Tony Abbott’u “partinin oylarını düşürüyorsun” diye oylamayla görevden indirmiş. Yerine yine kendi içlerinden Malcolm Turnball’ı getirmişler.
Bahar geldiği için sıcaklıklar 25–30 dereceye çıkmaya başladı.
Tabii ki Royal Show da başladı. Bu yıl 400 bin ziyaretçi bekleniyormuş.
Paketlemeyi biz biraz baştan savma yaptığımız için taşımacılar kolileri üst üste dizemedi; bu yüzden kamyonla iki sefer yapmaları gerekti. Neyse ki yeni ev sadece birkaç sokak yukarıda olduğu için çok da zor olmadı.
Bir kamyon ve iki adam geldi. Adamlar Yeni Zelandalıydı — zaten burada güç gerektiren her işte mutlaka bir Yeni Zelandalı görürsünüz. Piyano taşıyanlar bile Yeni Zelandalı! Havasından mı, suyundan mı bilinmez, adamlar çift kişilik yatağı yastık taşır gibi taşıyorlar :)
Burada taşımacılar saatlik ücret alıyor. Depot to Depot denilen sistemle, kamyonu depodan aldıkları andan itibaren saat işlemeye başlıyor. Paketleme ya da taşıma fark etmiyor; iki kişi için saatlik ücret 145 dolar. Eve rampayı kuruyorlar, eşyaları tekerlekli trolley ile kamyona taşıyorlar.
Güzel paketlenmemiş eşyaları taşımıyorlar. Çim biçme makinesi, açık kutuda duran Ebru malzemeleri gibi eşyaları biz arabayla taşıdık.
Üç yıl içinde yine karınca gibi eşya biriktirmişiz. Önce bahçedeki shed’e bir raf aldık; Ebru malzemelerimi oraya dizdim. Kemal’in motor kıyafetleri ve kasklarının olduğu üç bavula yer bulduk. “Bir gün gideriz” diye sakladığımız kamp malzemeleri — gazebo, çadır, ocak, masa, sandalyeler, uyku tulumları — hepsi yine raflara kaldırıldı.
Plaj malzemeleri, çocukların surf board’ları, şişme deniz yatakları, yoga matı… Her şey elden geçti.
Görünüşe bakılırsa çok hareketli ve sportif bir hayatımız var :) ama gerçek şu ki 3 yıldır bunlardan hiçbirini çıkartıp kullanmadık! Yine de artık hepsi daha düzenli ve ulaşılabilir bir yerde.
“Easy maintenance” dedikleri, bakımı kolay bir bahçe. Eski ev sahibi küçük bir bostan yapmış; maydanoz, fesleğen, kekik, nane, frenk soğanı, marul, sırık fasulyesi, sus biberi, kiraz domates ve limon var.
En sevdiğim şey ise: Komşunun mor salkımı veranda üzerine doğru tırmanmış, harika görünüyor.
Frangipani ve manolya ağaçları da var.
Evin arazisi yaklaşık 400–500 m², oturum alanı 125 m² + içeri alınmış kapalı garaj.
İnşallah eşyaları yerleştirdikten sonra oturup derin bir nefes alacağız. Şimdilik her yer dağınık ve karmaşık.
Emlakçı teftişe geldi, her şeyi beğenmişler.
“Ön taraftaki çimleri biçin, çöpleri boşaltın; depozitonuzu verelim,” dediler.
İşlerin bu kadar kolay yürümesini beklemiyorduk. Maşallah, umduğumuzdan pürüzsüz oldu.
Normalde Nisan’da bitecek kira sözleşmesi için ceza ödemeyeceğiz çünkü ev sahibi evi satışa çıkarmış.
Böylece 23 Hawkesbury Drive defteri de hayırlısıyla kapanmış oldu :)
Şimdi yatma vakti…
Minicik ekrana bakmaktan gözlerim şaşı oldu.
İnternet 2 hafta sonra bağlanacak; servis sağlayıcıyla yaşadığımız macerayı da ileride anlatırım :)
Allah sizi ve tüm sevdiklerinizi korusun, evlatlarınıza hep sağlık versin.
Teşekkürler 💛
Leave a comment
0 Comments