20 Nisan 2015
Bir yanımda çocuklarım, bir yanımda geleceğimizle ilgili büyük kararlar… bir yanımda öğrencilerim, okulum; öte yanda bekleyen ödevlerim. Kafam tam bir çorba.
Annem, asıl hayatın böyle meşgalelerle güzel olduğunu söyler. “Aksi takdirde canın sıkılır,” der. Haklı belki de.
Buraya ilk geldiğimiz günlerde beş ay boyunca iş bulamamıştık. Karı koca evde, birbirimize çatıp duruyorduk. O bambaşka bir ruh hâliydi tabii. Ama bazen yine de beynimi birkaç günlüğüne uyuşturmak isterdim. Öyle çok faydalı şeylerle dolu olduğu da söylenemez ama… keşke tamamen boşaltabilsem.
Bize Amerika Yeşil Kart çıktı. Ne hissedecegimi bilmiyorum. Vize beş yıllık, ama her yıl ailecek giriş yapmazsan hakkını kaybediyormussun. Herhâlde piyangodan para çıkarsa her yıl bir girer çıkarız, “hava değişikliği olur” diye.
Kemal, kafasına daha uygun bir iş arıyor. Artık bunaldı sevmediği bir alanda çalışmaktan. Ama gel gör ki piyasa durgun; insanlar ellerindeki işleri kaybetmemeye çalışıyor.
İpek bu aralar çok asabi. Herkese karşı kaba ve sinirli. Eğer erken ergenlikse… yandık! Daha sekiz bile olmadı çünkü. Defne ise ortamda en ufak bir gerginlik hissedince hemen sarılıp öpücükler atıyor, havayı yumuşatmaya çalışıyor. İpek’i bir uzmana götürmek istedim ama çok uzun bir tarihe randevu verdiler. Araştırırken başka bir şey buldum: Kids Helpline.
Psikolojik danışman hattı. 5-25 yaş arası herkes 7/24 arayıp istediği kadar konuşabiliyor. Tamamen ücretsiz. İstersen adını bile söylemiyorsun. Hatta istersen hep aynı danışmanla devam edebiliyorsun. Konu ne olursa olsun, kendini kötü hissediyorsan arıyorsun. İpek iki kez konuştu bile. Çok etkili ve pratik bir yöntem. Bulduğuma o kadar sevindim ki… Çünkü sürekli nasihat eden tek kişi olmak zor gerçekten; çocuk da bıkıyor.
Başka ne var? Hafta sonu Anzac törenlerine gittik — tek kelimeyle muhteşemdi! Ta Turkiye'den Semazenler getirmisler. İlk kez semazenleri izleme şansım oldu. O kadar duygu dolu bir gundu ki, gözlerimden akan yaslara hakim olamadim. İpek beni teselli etti:
“Anne üzülme. Bu artik olmuyor, eskiden olmus, bitmis!”
Bir gün her şey “eskiden olmuş, bitmiş” olacak, değil mi?
Leave a comment
0 Comments