Haziran 2015, Perth
Geri sayım başladı…
3 Temmuz’da Türkiye’deyiz!
İçimde hem tatlı bir heyecan hem de kafamı kurcalayan bir sürü düşünce var. Çünkü dönüşe bıraktığımız büyük bir mesele var: Ev alma işi.
Şu anda içinde kiracı olduğumuz evi alma ihtimalimiz var. Eğer bu evi almayıp başka bir eve taşınmak istersek, lease break yapacağımız için ciddi bir ceza ödememiz gerekecek. Ama bu evi cazip kılan yalnızca cezadan kaçmak değil.
Kiracı çıktıktan sonra evin bakıma girmesi gerekiyor. Üstüne bir de emlakçıya reklam, fotoğraf, satış işlemleri için dünyanın parasını vermek zorunda kalıyorlar. Ev sahipleri de bu masrafları direkt satış fiyatına ekleyip piyasaya çıkarıyor.
Perth’te zaten son 10–15 yılda emlak fiyatları akıl almaz şekilde yükselmiş durumda. Mining boom sayesinde fiyatlar uçmuş. Üstüne bir de bazı devlet liselerinin muhteşem başarısı eklenince, bazı bölgelerde ev almak iyice zorlaştı.
Rossmoyne ve Willetton Senior High School bölgeleri şu anda tam anlamıyla kapış kapış. Öyle ki özel liselerin yıllık ücreti 25 bin dolardan başladığı için çoğu aile “Bu parayı okula değil eve veririm, çocuğum en iyi devlet okulunda okur,” düşüncesiyle bu semtlere akın ediyor.
Özellikle akademik başarıya önem veren Asyalı ailelerin yoğun ilgisi sebebiyle bu okulların başarısı daha da yükseliyor — başarılı öğrenci girdikçe sınav ortalaması artıyor. Öğretmen mi, okul mu, öğrenci kitlesi mi? Sebebi ne olursa olsun bu liseler açık ara önde gidiyor.
Sonuç?
80’lerden kalma 3+1 evler 600 bin dolardan satılıyor.
Seçeneklerimiz oldukça net ama bir o kadar çetrefilli:
Willetton’da içi eski, mütevazı bir ev alıp kızlarımızın iyi bir liseye gitmesini garantilemek,
veya
Şehirden daha uzak, yepyeni ve lüks bir ev alıp çocukların çok da başarılı olmayan okullara gitmeyi göze almak.
Kızlarımızın geleceğini etkileyen böylesine büyük bir karar için kaç gecedir uyuyamıyorum. İronik olan mı?
Biz burada hayat boyu sürecek bir eğitim planlaması yaparken, İpek ve Defne’nin aklında tek bir şey var:
“Anne ne olur çok katlı bir apartmanda oturalım! Modern bir evimiz olsun!”
Biz, “Hangi lise? Hangi bölge? Eğitim kalitesi ne olur?” diye düşünürken, onlar İstanbul’daki Başak Konutları’nın 8. katındaki hayatımızı özlüyor.
Çocuk kalbi işte…
Belki bugün anlamıyorsunuz, belki de dünyanızdaki tek gerçek modern bir apartman dairesi… Ama bir gün büyüdüğünüzde, bizim bu kararları neden bu kadar düşündüğümüzü, neden geceleri uykusuz kaldığımızı anlayacaksınız.
Şimdilik tek bildiğim şey:
İpek ve Defne, sizi çoooooook seviyorum! 💛💛
Ve hangi evi seçersek seçelim, ev dediğimiz yer sizin olduğunuz yerdir.
Leave a comment
0 Comments