Uçakta şarjım bitti ve yazdıklarım hop diye yarım kaldı. Gümrük formunda tüm getirdiklerimi tek tek belirttim:
Bal, tarhana çorbası, Ebru malzemeleri, fıstık, çekirdek, kurutulmuş patlıcan–biber, reçel, lokum, firik bulguru, Türk kahvesi, çay… Aklınıza ne gelirse.
Tabii ki herkes “Buyurun efendim” diye kapıdan geçerken beni, ellerinde mavi eldiven olan (karantina) ablaların olduğu yere yönlendirdiler.
Bavulları açmadan soru sormaya başladılar:
— “Bunlar yemek için mi? Yetiştirmek için mi?”
“Yemeklik,” dedim.
— “Uçaktan peynirli sandviç aldın mı?”
“Hayır.”
— “Et–süt ürünü? Sebze, meyve? Tropikal değişik bir ürün?”
“Yok.”
“Tamam o zaman, geç,” dediler.
Hiçbir şeyi açmadan geçtim.
Bunları özellikle yazıyorum çünkü biz ilk girişimizde korkudan hiçbir şey getirmemiştik. Baklavanın bile yasak olduğunu sanıyorduk! Meğer öyle değilmiş.
Gelecek olanlara tavsiye:
Et ve süt ürünleri hariç, ambalajlı gıdaları getirebilirsiniz.
Ama mutlaka formda bildirin. Üzerinizde yakalanırsa cezası çok ağır.
Leave a comment
0 Comments