2017
Dün Defne’nin öğretmeni bizi toplantıya çağırdı. Defne’nin sınıfın tam orta seviyesinde olduğunu, aslında çok akıllı ve yetenekli bir çocuk olduğunu ama bir üst gruba geçmek için en ufak bir gayret göstermediğini söyledi. Öğretmen oldukça yaşlı ve tecrübeli; gözlemleri yerinde, önerileri mantıklı. Bir başladı mı da adeta makine gibi konuşuyor, hiç susmuyor.
Toplantıdan çıktığımızda epey dolduruşa gelmiştim. Eğer direkt eve gitseydik, Defne’ye sağlam bir ayar çekecektim. Neyse ki okula dönünce biraz yatıştım. Akşam da bir aile toplantısı (!) yaptık ve konuştuk. Elinden gelenin en iyisini yapması gerektiğini, işini bitirmek için acele etmemesini, mutlaka dönüp cevaplarını kontrol etmesini falan anlattık.
Öğretmen dün bize özellikle şunu söyledi:
“Don’t be sympathetic.”
“Onu fazla şımartmışsınız. Biraz daha sert olun, her dediğini yapmayın. Sınırlar koyun ve yanlış davranışların mutlaka bir sonucu olsun.” dedi.
En değerli tavsiye ise ödevlerle ilgiliydi. Defne için aynen şunu söyledi:
“She just can’t be bothered to put effort in her work!”
Böyle durumlarda yanına gidip yardımcı olmak yerine şunu dememiz gerekiyormuş:
“I only want to see it when 10 of them are right. Only then I will come, and we will look at the most difficult 5 together.”
Bu tavsiyeye tabii ki balıklama atladım; gerçekten çok güzel bir fikir. Önce çocuk kendi kendine uğraşacak, emek ve zaman harcayacak. Yapamadığı yerler olursa birlikte bakacağız.
Bizim Defne hemen mızmızlanmaya başlıyor; biz de gidip yanına oturuyoruz. O sırada gevezelik başlıyor, ite kaka ödevi bitirtiyoruz. Meğerse biraz disiplin lazımmış yani!
Haydi bakalım…
Leave a comment
0 Comments