16 Agustos 2013
Perth'teki annler kulubü ile buluşmamız harikaydı. Bir arkadaşın doğum günü için Chocoleria San Churro diye buraların meşhur İspanyol kafe zincirinin Subiaco şubesinde buluştuk. Subiaco, kısaca Subi, Perth'in en sosyetik mahallesi. Haliyle gece bütün şehir uyurken orası cıvıl cıvıl, kalablık ve hareketli. Bu arada Perth'te gözüme çarpan başka bir nokta da özel cafe veya restoranların çok olmaması. Yani franchising sistemi ile işletilen cafeler var. Mesela Dome ve Sizzlers yemek yemek için güzel yerler ve şubeleri her yerde var. Bence sadece etnik mutfaklar öyle birer restoran açıyorlar onun dışında çoğu restoran veya cafe zincirin şubeleri. Bu çikolatacı da öyle. San Churro'nun en meşhur yiyeceği bizim şu tulumba tatlısı gibi tırtıklı uzun halka tatlımız var ya, onun gibi uzun çubuklar ve bir kase erimiş çikolata. Çubuklar şekersiz geliyor yani bizim gibi şerbete yatırmıyorlar, yanında servis edilen çikolataya batırıp batırıp yiyorsun. Burada yaklaşık 20 kişi toplandık. Yaş ortalamamız 35 ve neredeyse herkesin bir-iki çocuğu var. Tabi o gece çocuklar evde eşlere bırakılmıştı. Kahvelerimizi içip bir güzel sohbet ettik. Herkes gelince de az ilerideki bir mekana gittik. Biz boğazlı kazaklarımız, düz ayakkabılarımız ile ortama pek yakışmadık ama hemen kendimize bir köşe bulup yine sphbete başladık. Saat daha 8 olduğu için ortam kalabalık değildi bu yüzden bol bol gözlem yapabildim. Burası da her bar gibi yüksek tavanlı ve karanlıktı. Kokteyl masaları gibi masalar var ve insanlar ayakta ve masanın etrafında içkilerini içiyorlar. Perth'te her yerde olduğu gibi kimse kimseye pek bakmıyordu. Herkes kendi grubu ile sohbet ediyordu. Çok yüksek sesle müzik çalınıyordu, kimse dans etmiyordu ama. Etrafta dolaşan garson filan pek görmedim. Profil genelde işinden çıkmış, bu hafta sonu da biraz bir şeyler içeyim kafam iyi olsun, diyen sıradan tipler. Öyle saçı garip, giysisi, makyajı garip insanlar pek yoktu. İçkiyle pek aram yoktur, bir de araba ile gelmiştim ve ceza puanlarıma bir yenisini eklemek istemediğim için öylesine takılıp bakındık, arkadaşlarla konuşup her şeye güldük. Herkes buraların geç saatlerde canlandığını o zaman tam seyirlik olduğunu söylüyordu ama hepimize yıllar sonra yeniden yaşadığımız bir iki saatlik bar ortamı yetmişti ve evde yavrularımız bizi bekliyordu:) Biz kapıya doğru yönelirken ne demek istediklerini daha iyi anladık. Kapının önünde içeri girmek isteyenleri upuzun bir sıra bekliyordu ve sıradaki mini elbiseli kızlar en güzel mankenlere taş çıkartacak gibiydiler. Her zamanki Türk merakı ile tepeden tırnağa inceledim kızları, hakikaten bayağı güzeldiler:) Neyse sıcacık evime doğru huzurla araba sürerken aklımda arkadaşlarla daldığımız tatlı sohbetimiz, her şeyden bir espri üretip güldüğümüz çocukça hallerimiz ve sadece dostlarla olmanın verdiği hafiflik vardı. Bir de ders çıkarmadım değil, sıradaki hemcinslerimizden dolayı akşam 10-11'den sonra kocaların bara gitmesi tehlikeli ve yasaktır!!!
Leave a comment
0 Comments